Sigarayı bıraktığımın 3. günü...
Dün günlerden Pazardı, her bir, çoğu kişiler; sevgili, aile, dost bilumum yakın çevreleri ile etrafta fink atarken, ben ofiste oturmuş yazı yazmaya çalışıyorum. Yakında bomba etkisi yapacak, sizi yerinizden hoplatacak yeni bir komünite geliyor. Birçok konuda sizi bilgilendirecek, hatta bilgilendirme ile kalmayıp, öğretmeye kalkacak bir oluşum bu. Her neyse bekleyin ve görün diyorum, an itibarı ile. Heh tabiki bu kadar yaygara yapmamın nedeni, benim de bu oluşumun içinde yer almam.
Her neyse efem, tüm bu coşku eşliğinde, bir yandan yazı yazmakla boğuşurken, diğer yanda aklım ara ara sigarasızlıkla meşgulken; akşam olmuş, karanlık çökmüştü. Bir sıkıntı, bir daraltı sormayın gitsin. Acaba Aydede bir kıyak daha yapar mı diye baktım gökyüzüne. Hani belki bir kez daha izlerim ay tutulmasını diye... Aydede
"Salak mısın?"der gibi küçümseyerek bakıyordu. Neymiş benden beklemezmiş böyle bir hareket.
"Peki dedeciğim kızma"dedim. Onu orada bıraktım öylece. Çoktan bulutlarla koyu bir sohbete dalmıştı bile. Artık öyle bir daraltı gelmişti ki, sigarayı bırakmış olmanın da Halet-i Ruhiyesi ile oyun oynamaya çalıştım olmadı, film izliyeyim dedim, oldu-izledim. Bu arada 1 saat önce yemek yemiş olmama rağmen kurt gibi acıktığımı muhakkak bir şeyler yemem gerektiğini düşündüm. Canım şekerleme, çikolata , abır cubur isterdi. Kızdım kendime
"hayır olmaz"dedim. Sigarayı bırakanların neden kilo aldığına dair okuduklarım aklıma geldi. Meyve sebze tüketmeliydim. Hemen koştum dolaba, 1 adet portakal gördüm.
Hmm pek de leziz imiş meret...diye geçirdim içimden. Sulu sulu, oh içimin yağları eridi vallahi. Eskiden de bu kadar lezzetli mi idi portakal? Acaba sigarayı bırakmış olmanın etkisi ile kendimi mi kandırıyordum ?
Tüm bunları düşünürken 5 dakika çoktan geçmişti ve ben hala aç olduğumu düşünüyordum. Dayanamadım, dolapta günlerdir kendilerini yememi bekleyen 2 adet yumurtayı bu sefer de kırmanın (gönüllerini kırmak) bir gereği yoktu. Artık onları yiyebilirdim. Hemen bir tava çıkardım, mis gibi tereyağını cozurdattım, üzerine 2 adet yumurtayı
(keşke köy yumurtası olsa diye içimden geçirerek); odanın atmosferini değiştiren erimiş tereyağın üstüne boca ettim. Bir tanesinin sarısı dağıldı, diğeri löp gibi kaldı. Bir de altını kıstım mı ? off yemede yanında yat. Cancağızım Metin Akpınar'ın dediği gibi bir de kapak kapatıp üstüne, bööle bir beyaz pare ile kaplattım ki o lop sarının üstünü, oy oy oy...
Yanına BİM'den aldığım, acılı sos
(hehe onlar da benim gibi isim bulamadıklarından sos deyip kestirip atmışlar); aslında cevizli, baharatlı biber-domates salçalı süper bir kahvaltı paresi. Ki gördüğünüz üzere açlık krizi yaşadığınız durumlarda, açlığınızı bastıran sahanda yumurta, kahvaltı öğelerinin bir numaralı destekçisi.
Sonuç itibarı ile vizontele karşısında bir güzel yedim, doydum, bereket versin dedim. Hala aklımda sigara, sinir, sıkıntı... Baktım olacak gibi değil, yollara düştüm. Evime gittim, yattım.