Ofisim ( Ben Çizdim )

8.04.2010

video ekleme deneme

Istanbul from Jesper Brodersen on Vimeo.

19.08.2008

deneme

Dim Cave

4.09.2007

anamur3

 
 
 
 

Posted by Picasa

anamur

 

Posted by Picasa

5.03.2007

Sigarayı bıraktığımın 3. günü...

Dün günlerden Pazardı, her bir, çoğu kişiler; sevgili, aile, dost bilumum yakın çevreleri ile etrafta fink atarken, ben ofiste oturmuş yazı yazmaya çalışıyorum. Yakında bomba etkisi yapacak, sizi yerinizden hoplatacak yeni bir komünite geliyor. Birçok konuda sizi bilgilendirecek, hatta bilgilendirme ile kalmayıp, öğretmeye kalkacak bir oluşum bu. Her neyse bekleyin ve görün diyorum, an itibarı ile. Heh tabiki bu kadar yaygara yapmamın nedeni, benim de bu oluşumun içinde yer almam.

Her neyse efem, tüm bu coşku eşliğinde, bir yandan yazı yazmakla boğuşurken, diğer yanda aklım ara ara sigarasızlıkla meşgulken; akşam olmuş, karanlık çökmüştü. Bir sıkıntı, bir daraltı sormayın gitsin. Acaba Aydede bir kıyak daha yapar mı diye baktım gökyüzüne. Hani belki bir kez daha izlerim ay tutulmasını diye... Aydede

"Salak mısın?"
der gibi küçümseyerek bakıyordu. Neymiş benden beklemezmiş böyle bir hareket.
"Peki dedeciğim kızma"
dedim. Onu orada bıraktım öylece. Çoktan bulutlarla koyu bir sohbete dalmıştı bile. Artık öyle bir daraltı gelmişti ki, sigarayı bırakmış olmanın da Halet-i Ruhiyesi ile oyun oynamaya çalıştım olmadı, film izliyeyim dedim, oldu-izledim. Bu arada 1 saat önce yemek yemiş olmama rağmen kurt gibi acıktığımı muhakkak bir şeyler yemem gerektiğini düşündüm. Canım şekerleme, çikolata , abır cubur isterdi. Kızdım kendime
"hayır olmaz"
dedim. Sigarayı bırakanların neden kilo aldığına dair okuduklarım aklıma geldi. Meyve sebze tüketmeliydim. Hemen koştum dolaba, 1 adet portakal gördüm.

Hmm pek de leziz imiş meret...
diye geçirdim içimden. Sulu sulu, oh içimin yağları eridi vallahi. Eskiden de bu kadar lezzetli mi idi portakal? Acaba sigarayı bırakmış olmanın etkisi ile kendimi mi kandırıyordum ?

Tüm bunları düşünürken 5 dakika çoktan geçmişti ve ben hala aç olduğumu düşünüyordum. Dayanamadım, dolapta günlerdir kendilerini yememi bekleyen 2 adet yumurtayı bu sefer de kırmanın (gönüllerini kırmak) bir gereği yoktu. Artık onları yiyebilirdim. Hemen bir tava çıkardım, mis gibi tereyağını cozurdattım, üzerine 2 adet yumurtayı
(keşke köy yumurtası olsa diye içimden geçirerek)
; odanın atmosferini değiştiren erimiş tereyağın üstüne boca ettim. Bir tanesinin sarısı dağıldı, diğeri löp gibi kaldı. Bir de altını kıstım mı ? off yemede yanında yat. Cancağızım Metin Akpınar'ın dediği gibi bir de kapak kapatıp üstüne, bööle bir beyaz pare ile kaplattım ki o lop sarının üstünü, oy oy oy...

Yanına BİM'den aldığım, acılı sos
(hehe onlar da benim gibi isim bulamadıklarından sos deyip kestirip atmışlar)
; aslında cevizli, baharatlı biber-domates salçalı süper bir kahvaltı paresi. Ki gördüğünüz üzere açlık krizi yaşadığınız durumlarda, açlığınızı bastıran sahanda yumurta, kahvaltı öğelerinin bir numaralı destekçisi.

Sonuç itibarı ile vizontele karşısında bir güzel yedim, doydum, bereket versin dedim. Hala aklımda sigara, sinir, sıkıntı... Baktım olacak gibi değil, yollara düştüm. Evime gittim, yattım.

16.02.2007

İnişlerim, Çıkışlarım ve Fikret Kızılok

http://www.turkmag.com/kultur-sanat/muzik/Inislerim-Cikislarim-ve-Fikret-Kizilok

5.02.2007

öküzlük baki, kadın da olsa erkekte...

yeni ofisime taşınalı beri ( buraya GE linki gelecek) bir kaç öküzlük gösterisine şahit oldum. Efendim, bunlardan birincisi kısa ve net. Şöyle ki;

Bir bayan şahsiyet, karşıdan karşıya geçerken neden durup da belediyenin canla başla diktiği sazlardan koparır ( resim gelecek) (hani böyle tülü tülü olanlardan, uzun olur hani, boyalısını alıp dekoratif olarak kullanır annelerimiz) Bu bayan, karşıya geçerken orta refüjde durup bir güzel 3 adet ( tülü olanlardan) kopardı. Hayır bir de böyle zorlanarak falan. O an bir arabanın ona çarpmasını içimden geçirirken buldum kendimi. Abarttığıma kanaat getirip sesli sesli söylendim. Ofistekilerin de dikkati nazarına ilişti doğal olarak. Onlar da bana katıldı. Koro halinde söylendik...

Bir şey yaptık mı ?

- Hayır !

2.Öküzlük tespitim daha düzenli. Eşofmanlı olarak genelde akşamüstü saatlerinde, bir öküz vatandaşımız, (nedir bu orta refüjdeki bitkilerin bizden çektiği) eşofmanları ile birlikte çimlerin üstünde koşuyor efendim. Bilmeyenler için; olayın, şirin bir güney sahil kentinde vuk-u bulduğunu belirtmem gerekiyor.

Bu zat-ı muhterem, mis gibi plaj civarında, yeşillikler içinde ya da trafikten nasibini almamış bir arka sokakta neden koşmuyor acaba diye defalarca kendime sordum ama aklı selim bir yanıt bulamadım. Kaldırımda koşsa gene iyi, durumuna acıyıp, kıçımla gülüp geçeceğim. Ama onca müsait alan varken, kendini insan sanan bu öküz, neden yol boyunca sadece çimlerin üstünde koşuyor anlayabilmiş değilim. Hayır zaten kurak geçmiş kış, bu mevsimde bile sararıp solmuş, hayata tutunma çabası içinde yaşam savaşı veren caanım çimlerden ne istiyorsun bre gafil ? 3. görüşümde elim telefona gitti, gitti geri geldi. Hayır belediyeyi arıycam ama acaba kaale alacaklar mı ? Aptal durumuna düşecek miyim ? Bu gibi sorular aklımı kurcalarken en iyisi paylaşayım istedim. Şu an itibarı ile kendimden başka (halka açık değil blogum henüz) ziyaretçi olmadığı için blogumu bu yazı ile halk-a arz etmek istedim. Evet efendim sizlere soruyorum, bu zat-ı muhteremi şikayet mi edeyim; yoksa sadece burada video ile mi ifşa edeyim ?

27.11.2006

Reklam Etizmi, Cola Turka, Adile naşit



Reklamın iyisi kötüsü olur demiştik değil mi ? Peki bir reklamın etik olması ne derece önemli sizce ?
Geç saatte tv'de Cola Turka'nın reklamına rastladım. reklam akışı içerisinde rahmetli ( nur içinde yatsın) Adile Naşit hababam sınıfı'ndaki bir sahnesi ile (elinde zil ile merdivenlerden koıştuğu sahne) görülmekte.
Değerli Münir Özkul'da öyle. Gerçi kendisi hayatta, lakin izin alınmış mıdır acaba?
Ama özellikle üzerinde durmak istediğim nokta sevgili Adile Naşit'in (her ne kadar filmden bir sahne olsa da) kullanılmasının bence etik olmadığıdır. Rahmetli bir sanatçıyı reklamlarda kullanırken dikkat etmek gerekir. Hatta vermeye çalıştığınız o "halka malolma" imajınızı bir anda kendi ellerinizle yokedebilirsiniz. Hele ki o kişi hepimizin Adile Teyzesi ise...

"Kuzucuklarım" diye seslenişi hala kulaklarımda. Nur içinde yat.